“Hiçbir marş, İstiklâl Marşı’nın yerine konamaz ancak yanına konabilir.”
Devletleri için millî marşlar her zaman ayrı bir önem arz etmektedir. Bu marşlar; ait olduğu milletlerin karakterlerini yansıtan, birer bağımsızlık sembolü olan hürriyet bildirgeleridir.
Asıl değerini tarihîliğinden alan İstiklal Marşımızın yazıldığı dönemde Millî Mücadele henüz kazanılmamıştır. Milli Marşımız, bu sebeple imanın her türlü maddî şarta üstün olduğu fikrini ve hissini telkin eden muazzam bir şiir olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda hiçbir tarihî hadise, Türk İstiklâl Savaşı kadar imanın maddeye üstünlüğünü ispat edemeyecektir.
İstiklâl Marşı’nın ilk dizesinden itibaren ortaya konan ümit ve cesaret, şiirin sonuna kadar dozu artarak devam etmekte ve sonunda necip milletimizi kayıtsız şartsız zafere ulaştırmaktadır. Akif’in İstiklal Marşı’nın ilk kıtasından başlayarak dizeler arasında ortaya koyduğu bu duygu bağlantısı ve istikrar, aziz milletimizin bağımsızlık şuurunun şiire yansımış halini göstermektedir. Milli Mücadele’de yüce milletimizin duyduğu heyecan, taşıdığı ümit ve imanı İstiklâl Marşı’ndan daha güzel dile getiren başka bir şiir yoktur. Kökü ezelde, dalı ebedîde olan bir milletin ölüm kalım savaşının hatırası olan bu Marş, aynı zamanda o eşsiz kahramanlığı en iyi aksettiren bir destan olarak da görülmelidir.
Akif’in milletin muhteşem mücadelesini anlattığı bu mısralar, bizlere ve gelecek nesillere istiklal ve istikbalimizi koruma kararlılığımızda ebediyete kadar yol gösterecektir.
Bu önemli gün vesilesi ile başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Kurtuluş Savaş kahramanları ve İstiklal Marşı’nın yazarı M. Akif Ersoy’u bir kez daha saygı ve minnetle yâd ediyoruz.
|